Kayıtlar

Resim
  S A N T A N A  R O W 1. Sahne, Kaliforniya Çöpçüsü Gündoğumunda, turuncu croptop yeleği,   uzun kıvrık ve yorgun gagasıyla iz bırakmadan topladı dünden kalan, sonsuz karmaşık şarkısından dökülen eksik notaları, Körfez'in buğulu rahmindeki palmiyeden. 2. Sahne, Blue Bottle Coffee Yayılan kaval sesiyle dizildi emekçiler, aralarında iki evsiz, biri haymatlos Blue Bottle Coffee'nin önüne... Kavalcının, cam-gülgillerden, dilsiz, kavalından damlayan vişneli, ağu-dudulu kahvesiyle akşama dek akıntıda bir kendilerine, beş kavalcıya kürek çekip, şarkı söylemek üzere... "Row, row, row your boat, gently down the stream. Merrily, merrily, merrily, merrily, life is what a magnificent dream." 3. Sahne, 1966 Ford Thunderbird Caddeye dadanan, caddede dolanan -alacakaranlıkta- alaca, siyahgri,  Ford T- Bird’ün  gürültülü sağanak sesiyle, telaşlandı birdenbine ayaklar cadde sordu; " Hey nereye, arkadaşlar? “ damladı, damla
  C A N I N A   K I Y A N Üç büyük zambak üç büyük zambak üstünde haçsız mezarımın   Üç büyük zambak bürünmüş altın tozlara Uçuşan rüzgârda   Sulanırlar ancak kapkara bir gök boşanınca Görkemli ve güzeller asaları gibi kralların   Biri çıkar yaramdan ışık değince ona Dikilir kanlı kanlı bu zambağıdır korkuların   Üç büyük zambak üç büyük zambak üstünde haçsız mezarımın   Üç büyük zambak bürünmüş altın tozlara Uçuşan rüzgârda   Öteki çıkar yüreğimden acı çeken yatağında Kurtlar kemirir yüreğimi orada. Üçüncü boy atar ağzımda   Dikili üçü birden üstünde ücra mezarımın Yapayalnızlar yapayalnız ve benim gibi lanetliler sanırım   Üç büyük zambak üç büyük zambak üstünde haçsız mezarımın     ============ Guıllaume Apollınaıre, Çeviri: Ergin Ertem Guillaume Apollinaire :  (26 Ağustos 1880 - 9 Kasım 1918), İtalyan asıllı Fransız şair, yazar ve sanat eleştirmeni.Polonyalı bir anne ile İtalyan bir babanın oğludur. 1903'te 
Resim
  TOPRAK ANA Gece uyanan toprak ana yine, yeniden uykuda, üç dişli yabasıyla, kayakların karanlığında... Artık hiçbir şey aynı değil, hiçbir şeyi kalmadı insanoğlunun hıçkıran sessizliğinden başka... ======= 13.02.2023 Mehmet Enver Altın
  N A S I L   B İ R   P O Z ?   Fotoğrafa bakıyorum. Bakıyor, sağa kayan gözlerim yeşillerinde sulanıyor, bakamıyorum.   Fotoğrafa bakıyorum. Alaca karanlık gömleğinde kutlama sofrası mı? Kurtlar sofrası mı? Şükür, sıra bizde değil, gülüşü bir uğurlama mı?     Anlayamıyorum.   Fotoğrafa bakıyorum. Gerçeğin sırrını görmeye çalışıyorum.   Aynasında saçlarını düzeltmiş, tasa sevici sözlerle, yüklü balonlar, vicdana el açmış yükselirken, üzülemiyor, kızamıyor, şaşkınayazıyorum.     Aczi, gülümseten nedir anlamaya çalışıyorum. Özeli, genelleştiren aklı anlamaya çalışıyorum. Anlayamıyorum.   Fotoğrafı düzeltmeye çalışıyorum. Elim yüzüne bulaştırıyor, yapamıyorum.   Aklı ayağa düşmüş, yorumlar yerde sürüklenir, “Sözde iyi duygu iletici simgeler” büzüşük akıllarıyla beni tahrik ederken; Fotoğraftaki, arkadaşlarıma soruyorum…   Acaba ben giderken, nasıl bir poz vereceksiniz? ====== Mehmet E. Altın, 20 Ekim 2023
  G Ü N E Ş  T A Ş I “Adlı şiirden bir bölüm”   Madrid 1937   Plaza del Angel’de kadınlar Dikiş diken ve şarkı söyleyen oğullarıyla ve birden alarmın çığlığı ve onların çığlığı, yıkılan ve toz içinde sürünen evler, çatlayan kuleler, salya akan yüzler, ve kasırgası makinelerin, ben devinimsiz:   çırılçıplak sevişen iki insan savunmak için bizim ölümsüz yanımızı, zamandan ve cennetten kopardığımız tayın, köklerimize dokunmak, dokunarak kendimize ulaşmak, kurtarmak için kalıtımızı, yaşamımızı çalan korsanlardan bin yüzyıl boyunca bu ikisi çıkardılar giysilerini ve öpüştüler çünkü bu çıplaklık, iç içe geçince zamanla çakışabilir ve dokunulmazlık kazanır, kimse dokunamaz onlara, kaynaklara giderler, ne Sen var ne de Ben, yarın, dün, adlar, orada gerçekten iki tek gövde olur, tek tin, ah bütüncül varlık… =========== Şiir: Octavio Paz Çeviri: Ali Cengizkan   Octavio Paz :    (31 Mart 1914 - 19 Nisan 1998) Meksikalı yazar, şair ve dip
  I Ş I K L I   Y A Ş A N T I   Gözlerin iki yıldız damlası Çalar akşamla kapımı Bir yağmur başlar içimde yeşil Döker üzüntü yapraklarını   Her gece bir başka mevsimle gelirsin Dudaklarında alev alev yaz Bir bahar kadar arzulu bazan Bazan da kış gibi serin ve beyaz   Rahat okşayışlar gibidir Sabahında ışık ellerin Sonra tutup alınyazımı yazar Bırakır ortasında güzelliklerin Durur yeşilin ortasında umut   Mutluluk gülümser gecelerden Ölümü yalanlayan şarkılar geçer Birlikte dolaştığımız bahçelerden   Not: … “Bazan” … sözcüğü aslına sadık kalarak yazılmıştır.   İlhan Geçer: Mustafa İlhan Geçer (11 Şubat 1917, Bakırköy, İstanbul - 19 Ocak 2004), Türk yazar, şair, araştırmacı, eleştirmen, güfteci. Hisar dergisinin ve Hisarcılar akımın kurucularındandır. Şiirlerinde daha çok "İlhan Geçer" imzasını kullanan Mustafa İlhan Geçer 1950 yılında Munis Faik Ozansoy, Mehmet Çınarlı, Gültekin Samanoğlu, Nevzat Yalçın ve Mustafa Necati Karae
  K A L İ T E S İ N İ   S O R U Y O R D U [1930]   Önemsiz bir konumda düşük ücretle (ikramiyelerle birlikte sekiz lira Kadardı maaşı) işe alındığı bürodan, İkindi boyunca iki büklüm durmasını gerektiren tatsız mesaisi bitince saat yedide ayrıldı. Ağır, ağır yürüyor, vitrinlere bakıyordu. Yakışıklı ve çekiciydi, doruğuna ulaşmış gibi görünüyordu bedensel gücünün. Geçen ay yirmi dokuzunu devirmişti.   Yol boyunca evine çıkan yoksul sokaklarda aylaklık ede ede yürüyordu.   İşçi takımına yönelik, eften püften ucuz mallar satan küçük bir dükkânın önünden geçerken, içeride bir yüz, bir siluet gördü kendisini çeken ve dükkâna girdi ve güya renkli mendillere bakmak istedi.   Arzudan fısıltı gibi çıkan boğuk bir sesle mendillerin kalitesi ve fiyatlarını sordu. Yanıtlar da benzer şekilde geldi, alçak sesle, dalgın ve üstü kapalı bir kabullenmeyle.   Hep mallar hakkında bir şeyler konuştular, ama tek amaçları mendillerin üzerinden e