P O D E R P O P U L A R Ayın şavkı, çakılların şavkına vurgun… tomurcuklar samanyolunda akar, Güneş, atları kızıl donlu, sıcak kanatlı… Atlantik rüzgârı, delici mızrakları, çelik mavisi dona kesmiş, İğne oyası kırağı, yavaşç a sararken, narin bedenini, kızıl şah damarı titredi. Başını kaldırdı, silkelendi. Yalnız ve kararlı… Başlarını kaldırdılar. Ayın şavkı, çakılların şavkına vurgun, silkelendi tomurcukları, samanyolunda yıldızlar akmaya devam eder, G üneş, atları doru, demir kırı, kızıl donlu ve sıcak kanatlı… Atlantik rüzgârı, teleklerinden soğuk sular damlar beyaz toynaklı şimşekleri dörtnalda delici mızrakları, çelik mavisi dona kesmiş, Başkaldırdılar, samanyolunda yıldızlar akmaya devam eder, G üneş, atları doru, demir kırı, kızıl donlu ve sıcak kanatlı… Atlantik rüzgârı, teleklerinden soğuk sular damlar beyaz toynaklı şimşekleri dörtnalda delici mızrakları, çelik mavisi dona kesmiş, Başkaldırdılar, çakallar ulurken, sabah, çakallara karşı… Yan yana geldil
Kayıtlar
Nisan, 2023 tarihine ait yayınlar gösteriliyor
- Bağlantıyı al
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
S İ N E K Bir söğüt kütüğüne oturmuş gözetliyor Crecy savaşının bir bölümünü, Haykırmalar, tıkanan soluklar, iniltiler, ezilenler ve devrilenler. On dördüncü hücumunda Fransız süvarilerinin çiftleşti Vadincourtlu kahverengi gözlü bir erkek sinekle. Ayaklarını birbirine sürttü karnı deşilmiş bir atın üstüne konup düşündü sineklerin ölümsüzlüğünü. Bir iç çekip kondu morarmış diline Clervaux Dükü’nün. Sessizlik bastırınca ve sadece çürümenin fısıltısı usulca dönmekteyken gövdelerin çevresinde Ve sadece birkaç kol ve bacak hâlâ seyirirken ağaçların altında, yumurtalarını bırakmaya başladı tek gözüne Kraliyet Silahtarı Johann Uhr’un. Ve bir anda bitti her şey Estrées’in yangınlarından kaçan bir kırlangıç yutuverince. ============ Miroslav Holub Çeviri: Güven Turan Miroslav Holub : ( 13 Eylül 1923, Pilsen – 14 Temmuz 1998, Prag ) İmmünolog, biyolog, şair, yazar ve çev
- Bağlantıyı al
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
A K S A K N İ K O L A Üç kınkanatlının, bir dişi uğruna, bakır rengi kanatlarını bilediği sabah; bakırgri gökyüzü altında, Gözlerinin usturasında, Aya Nikola’yı kargageçmez kılar, Mahzun bakışlı, Sağ ayak paleti deforme, Aksak Nikola…” Fado'nun, deryaya avazlanan, ana rahmine yansıyan, ezgisinde, akrep pupada, yelkovan sancakta, kurtsabahında, gecegrisini indirip, günbeyazını bindirir, ayıbacağında çıkar, vardiyaya… rızkını paylaşır, terli iki parmak ile bir dudağın insafında, amele vapurunda… --------------------------------------------- Mehmet Enver Altın, 01.09.2020, Burgazada https ://iskenderiyekutuphanesi.blogspot.com.tr/