K A L İ T E S İ N İ S O R U Y O R D U [1930]
Önemsiz bir
konumda düşük ücretle
(ikramiyelerle
birlikte sekiz lira
Kadardı
maaşı) işe alındığı bürodan,
İkindi
boyunca iki büklüm durmasını
gerektiren
tatsız mesaisi bitince
saat yedide
ayrıldı. Ağır, ağır yürüyor,
vitrinlere
bakıyordu. Yakışıklı
ve çekiciydi,
doruğuna ulaşmış gibi
görünüyordu
bedensel gücünün.
Geçen ay
yirmi dokuzunu devirmişti.
Yol boyunca
evine çıkan yoksul
sokaklarda
aylaklık ede ede yürüyordu.
İşçi takımına
yönelik, eften püften
ucuz mallar
satan küçük
bir dükkânın
önünden geçerken,
içeride bir
yüz, bir siluet gördü
kendisini
çeken ve dükkâna girdi
ve güya
renkli mendillere bakmak istedi.
Arzudan
fısıltı gibi çıkan
boğuk bir
sesle mendillerin
kalitesi ve
fiyatlarını sordu.
Yanıtlar da
benzer şekilde geldi,
alçak sesle,
dalgın ve üstü kapalı
bir
kabullenmeyle.
Hep mallar
hakkında bir şeyler konuştular,
ama tek
amaçları mendillerin üzerinden
ellerinin
birbirine dokunması, yüzleriyle
dudaklarının
rastlantıymış gibi yakınlaşması,
tenlerinin
bir anlığına şöylebir temasıydı.
Arka tarafta
oturan patron
fark etmesin
diye gizli gizli ve aceleyle.
=====
Konstantinos
P. Kavafis, Yunanca Orijinalleriyle Birlikte Bütün Şiirleri, Istos Yayınları, 3.
Basım Ekim 2017, s.362-363,
(Bu kitabı, bana armağan eden Sayın Sema Bulutsuz'a teşekkür ederim. Mehmet Altın)
-------------------------
Çeviri
: Ari Çokona (Notu: Kavafis, İstanbul’da konuşulan çağdaş
Yunanca’yı tercih ettiği halde farklı çağlarda ve lehçelerde kullanılan
kelimeler, kalıplar ve cümle dizilişleri seçerek eserine derinlik kazandırır.
Bütün bunların çeviriye yansıması zor olduğundan, Kavfis’i çeviriden
okuyanların eserinin özgünlüklerini tamamıyla tatmaları mümkün olamamaktadır.
S.31)
Konstantinos
Kavafis (29 Nisan 1863 - 29 Nisan 1933), modern çağın en önemli
şairlerinden biri olarak kabul edilen Yunan şairidir. Ailesinin 1850'de İstanbul’dan
ayrıldıktan sonra yerleştiği İskenderiye'de doğdu ve yaşadı, bu nedenle
İskenderiyeli olarak anılır. En önemli eserlerini 40 yıl sonra yarattı.
Düşük maaşına rağmen,
1899’da başladığı son işi çalışırken de boş bir zamanı olacağını düşünerek,
İskenderiye Sular İdaresinde 1922’ye kadar her yıl yenilenen sözleşmesiyle
geçici kâtipliktir. Yukarıdaki şiiri o dönemden yansıyan hayatıdır.
Şiirlerini üç kategoriye
ayırmıştı: Tarihî, felsefî ve erotik veya şehvetli. Tarihsel şiirler çoğunlukla
Helenistik dönemden esinlenmiştir ve İskenderiye'nin çoğunda önemli bir yere
sahiptir. Bazıları Yunan-Romen antik çağından ve Bizans'tan gelmektedir ve
ayrıca mitolojik göndermeler içeren şiirleri de vardır. Seçtiği dönemler büyük
değişim dönemleridir ve kahramanlarının çoğu "kaybedenler”dir.
En lirik olan şehvetli veya
aşk şiirlerinde eşcinsellik ve hafıza, hatıra gibi temalar hâkimdir. Nitekim
yukarıdaki şiir bunun tipik örneklerinden birisidir. Duygulara neden olan şey
şu an değil, geçmiş ve çoğu zaman da görüntüdür.
Felsefi şiirler başkaları
tarafından "didaktik" olarak adlandırılır. Şiirsel çalışmalarını
felsefi, tarihsel ve hazcı olmak üzere ikiye ayıran şiirleri, romantik unsuru,
felsefi düşüncesini ve tarih bilgisini yansıtır. Özellikle tarihi şiirlerine
gelince, bunları Helenistik geçmişi boyunca halkların buluşma noktası,
kültürlerin kavşağı haline gelmiş bir şehrin atmosferini yaşarken yazdığını
dikkate almamız gerekir. Kahramanları tanınmış tarihi figürler veya kendi hayal
gücünün ürünü olan şair, yarattığı karakterlere, insan iradesini etkisiz hale
getiren geçici başarı ve kaderle işaretlenmiş insan davranışlarını anlatır.
Şiirlerinin dili ve lirik
biçimi o döneme göre özgün ve yenilikçidir. Başlıca özellikleri şunlardır: Az
sayıda sıfatla son derece sade bir konuşma… var olanların her zaman özel bir
anlamı vardır, bunlar asla geleneksel, dekoratif sıfatlar değildir. Dil
duyguları açığa çıkarmaz. Kâfiye tüm şiirlerde bulunmaz, bazen gevşek ve
gündeliktir.
Kavafis,
esas olarak semboller aracılığıyla çalışır. Sanatı, konuşmasına geçici, anlamlı
bir anlam veren arketiplerin bir araya getirilmesidir. Geçmişten anılar çeker
ve bunları bazen geleceğe yönelik bir uyarı olarak şimdiki zamana bırakır. Onun
kolektif ruh ve onun içeriğiyle olan ilişkisi öyledir ki, 20. yüzyıl
edebiyatının kolektif bilinçle ilişkisinin öncüsü kabul edilir. Tekniğinin özel
bir unsuru, düzyazı veya tiyatro konuşmasında karşılaşılana benzer, nadir
görülen bir yönetmenlik yeteneğidir. Bahsi geçenlerin tamamlayıcısı olan bir
diğer özellik ise konuşması yoluyla kişilikleri taklit etme eğilimidir. Bu
özellik çok katmanlı bir şiir yaratır ama aynı zamanda esrarengizdir çünkü
şairin hangi kişi aracılığıyla konuştuğunu ve kiminle özdeşleştiğini okuyucunun
çoğu zaman fark etmesi zordur.
Kaynak: Wikipedia,
Konstantin Kavafis, Yunanca aslından.
Yorumlar
Yorum Gönder